20 Mayıs 2009 Çarşamba

Bekir Coşkun yazmış....

Kadınlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde 'yetim-öksüz' kalan çok olur.
Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler...
Çekmecenin dibinde artık kimsesizdir eski tarak.
Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar.
Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların.
Sık sık boynunu büker 'sarıkız'.
Teki kalmış o eski bardağın anlamını bilen olmaz, değerini kimse anlayamaz krom hac tasının.
Balkon artık sessizdir.
Koridor kimsesiz.
(.......)
Bir kadın gittiğinde...
Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında; bir ağır işçi, bir temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci...
Bir anne gider...
Bir dost...
Bir arkadaş...
Bir sevgili...
Ne çok kişi yok olur aslında, bir kadın gittiğinde..."
"...Hep böyle olur; bir kadın gittiğinde; övgüler, uyarılar, yakınmalar, dualar yetim kalır.
Kapı eşiğindeki 'Dikkat et...'ler duyulmaz, annesi gitmiştir 'geç kalma...'nın.
Kadınlar, arkalarında büyük boşluklar bırakarak giderler.
Bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında. Ve bir kadın gittiğinde pek çok 'yetim' bırakmıştır arkasında..." BEKIR COSKUN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder